İstanbul’dan aldığı akıl, vatan sevgisi ve ülkü dolu yolcularla 16 Mayıs 1919da İstanbul’dan yola çıkan ve 3 gün sonra Samsun’a varan Bandırma Vapuru’nun menzile vardığı gün.

 

Mondros ve Sevr antlaşmalarıyla kuşatılan vatan topraklarının istiklali için çıkılan ve 9 Eylül 1922’de son düşmanların İzmir’e dökülmesiyle sonlanan zorlu yolculuğun başlangıcı.

 

Elbette gururluyuz, mutluyuz. Ama biliyoruz ki bu yolun sonunda varılan siyasi istiklali, iktisadi istiklal ile taçlandırma mücadelesi Atatürk’ün ebediyete intikalinden sonra yarım bırakıldı.

Büyük zafer sonrası Lozan’da, İngiliz delegasyonu başkanı Lord Curzon, oldukça çetin ceviz çıkan İsmet Paşa’ya, dişlerini sıkarak şöyle demişti:

“İsmet paşa, Lozan Görüşmeleri sırasında sunduğum her öneriye itiraz ettiniz. Saygı duyarım. Ama bilin ki bunları bu günlük cebime koyuyorum. Yarın ekonomik sıkıntılar yüzünden bize başvuracağınız zaman, bunları teker teker önünüze koyacağım.”

 

Yazık ki Lord Curzon’un öngörüsü, tehdidi gerçek oldu. Bugün iktisaden bağımsızlığımızı koruyamayan hükümet erkânı maalesef Lord Curzon’un çocuklarına el açmaktalar.

İşimiz daha zor şimdi. Çünkü düşman üniformasız geliyor; top, tüfek değil, başka silahlar kullanıyor. Bu yüzden daha uyanık olmak, daha çok çalışmak zorundayız.

Bayramlarımızı vatan ve millet olmanın şuuru ile, gururu ile kutlayacağımız günlerin hasreti içindeyiz.

 

Bu vesile ile vatan için verilen kutlu mücadelede canını veren aziz şehitlerimizi, bu uğurda yaralanan aziz gazilerimizi, iktisadi bağımsızlığımız için alın teri döken adsız kahramanları, rahmetle, minnetle anıyorum.

 

19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’mız kutlu olsun.